17 Kasım 2015 Salı

Allah Bozgunculuğu Lanetlemiştir

Allah, insanlara kötülük yapmaktan sakınmalarını emretmiş; zulmü, zorbalığı, öldürmeyi, kan dökmeyi yasaklamıştır. Allah'ın bu emrine uymayanlar, ayette geçen ifadeyle "şeytanın adımlarını izleyenler" olarak nitelendirilmiş ve açıkça Allah'ın haram kıldığı bir tutum içerisine girmişlerdir. Kuran'da bu konudaki birçok ayetten bazıları şöyledir:
Allah'a verdikleri sözü, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozanlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi kesip-koparanlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lanet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir. (Rad Suresi, 25 )
... Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın. (Bakara Suresi, 60 )
Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.(Araf Suresi, 56 )
Bozgunculukla, masum insanları öldürmekle, isyanla ve zulümle yeryüzünde başarılı olabileceklerini zanneden insanlar çok büyük bir yanılgı içindedirler. Çünkü Allah terör ve şiddet anlamlarını da kapsayan her türlü bozgunculuk hareketini yasaklamış, bu tür bir eylem içinde olanları lanetlemiş ve bir ayetinde de "Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez..(Yunus Suresi, 81 )şeklinde buyurmuştur.
Ancak çağımızda dünyanın dört bir köşesinde terör, soykırım ve katliamlar yaşanmakta, masum insanlar hunharca öldürülmekte, suni sebeplerle birbirlerine düşman hale getirilen topluluklar ülkeleri kana bulamaktadır. Birbirlerinden çok farklı tarihlere, kültürlere ve toplumsal yapılara sahip olan ülkelerde meydana gelen bu olayların, her ülkede kendine özgü bazı nedenleri ve kaynakları olabilir. Ancak asıl nedenin Kuran'da emredilen sevgi, saygı ve hoşgörüye dayalı güzel ahlaktan uzaklaşmak olduğu açıktır. Dinsizliğin bir sonucu olarak, Allah korkusuna sahip olmayan ve ahirette hesap vereceklerine inanmayan, bu nedenle de "nasılsa kimseye hesap vermeyeceğim" diye düşünen, her türlü insafsızlığı, ahlaksızlığı ve vicdansızlığı kolaylıkla yapabilen kitleler oluşmaktadır.
teror, eylem
Bugüne kadar belki de yüz binlerce insanın hayatına mal olan terör eylemlerinin görünürde birçok sebebi olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki asıl sebep, bu eylemleri gerçekleştiren insanların dinin getirdiği güzel ahlaktan uzak olmaları ve Allah'tan gereği gibi korkmamalarıdır.
Allah ve din adına ortaya çıkan, ama Allah'ın lanetlediği suçları işlemek için örgütlenen iki yüzlü insanların varlığına, Kuran'da da işaret edilmişitir. Bir ayette, "Allah adına and içerek" peygamberi öldürmek için plan yapan "dokuzlu bir çete"den şöyle söz edilir:
Şehirde dokuzlu bir çete vardı, yeryüzünde bozgun çıkarıyorlar ve dirlik-düzenlik bırakmıyorlardı. Kendi aralarında Allah adına and içerek, dediler ki: "Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim, sonra velisine: Ailesinin yok oluşuna biz şahid olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz, diyelim." Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. (Neml Suresi, 48-50 )
Bu ayette bildirilen olayın da bize gösterdiği gibi, bazı insanların "Allah adına" ortaya çıkmaları, hatta "Allah adına and içmeleri", yani çok "dindar" gibi gözükebilecek kelimeler kullanmaları, o insanların dine uygun bir iş yaptıklarını göstermez. Aksine, tamamen Allah'ın rızasına ve din ahlakına aykırı bir iş de yapıyor olabilirler. Bu konuda ölçü, yaptıkları işin ne olduğudur. Eğer yaptıkları iş, ayette bildirildiği gibi "yeryüzünde bozgun çıkarmak ve dirlik-düzenlik bırakmamak" ise , biliniz ki o kişiler gerçek dindar olamaz ve amaçları da dine hizmet etmek değildir.
Allah korkusu olan ve İslam ahlakını kavramış bir insanın şiddetten, bozgunculuktan yana çıkması ve bu tip eylemlerin içinde bulunması kesinlikle mümkün değildir. Bu nedenle de terörün çözümü gerçek İslam'dır. Kuran'da bildirilen güzel ahlak anlatıldığında, insanlar düşmanlığı, savaşı ve kaos ortamlarını kendilerine hedef edinen gruplardan yana çıkmayacak, onlarla birlik olmayacaklardır. Çünkü Allah Kuran'da insanları bozgunculuktan men etmiştir:
O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez. Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o." (Bakara Suresi, 205-206 )
Bu ayetlerden de anlaşılacağı gibi, Allah'tan korkan bir insanın devletine, milletine, insanlığa en küçük zarar dokunduracak bir harekete dahi göz yumması söz konusu değildir. Allah'a ve ahiret gününe inanmayan bir insan ise kimseye hesap vermeyeceğini zannederek her türlü kötülüğü kolaylıkla yapabilir.
İşte günümüzde de devam eden bu büyük terör belasından kurtulmak için öncelikle yapılması gereken, dinsizliğin ve din adına ortaya atılan çarpık anlayışların eğitim yoluyla ortadan kaldırılması ve insanlara Allah korkusunun ve gerçek Kuran ahlakının öğretilmesidir.
İman Edenlerin Üzerine Düşen Sorumluluk
Dünya üzerinde olup bitenler kendilerine dokunmadığı sürece rahatsız olmayan kişiler, dinin insanlara kazandırdığı fedakarlık, kardeşlik, dostluk, dürüstlük ve hizmet anlayışından yoksun kimselerdir. Hayatları boyunca sadece imkanlarını tüketerek, insanlığın karşı karşıya olduğu tehlikelerden habersiz bir şekilde kendi nefislerini tatmine çalışırlar. Oysa Allah Kuran'da etrafına daima hayır getiren, çevresindeki olaylara karşı ilgili olan, insanları doğru yola çağıran bir ahlakı makbul olarak göstermiştir. Bir ayette çevresine hiçbir faydası dokunmayan kişiler ile, daima hayır üzerinde hareket eden insanlar arasındaki fark iöyle bir kıyasla açıklanmıştır: "Allah şu örneği verdi: iki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?" (Nahl Suresi, 76) Ayette de belirtildiği gibi "dosdoğru yol üzerinde bulunan", dinine bağlı, Allah'tan korkup sakınan, manevi değerlere önem veren, vatanına milletine ve insanlığa hizmet şevki içinde olan bir kişinin, bulunduğu topluma büyük yararlar getireceği kesindir. Bu yüzden insanların gerçek dini öğrenmeleri ve Kuran'ın gösterdiği güzel ahlakı yaşamaları son derece önemlidir. Bu üstün ahlakı yaşayan insanları Allah bir ayetinde şöyle tanımlamıştır: "Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu (güzel olanı) emrederler, münkerden (çirkinden) sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir." (Hac Suresi, 41)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder