17 Kasım 2015 Salı

Barış ve Güvenliğin Kaynağı: İslam Ahlakı

Bir din adına ortaya çıktığını ileri süren insanların bir kısmı, o dini yanlış anlıyor ve yanlış uyguluyor olabilirler. O nedenle bu insanlara bakarak o din hakkında fikir edinmek yanlış olur. Bir dini tanımanın en doğru yolu, o dinin kutsal kaynağını incelemektir.
İslam'ın kutsal kaynağı Kuran'dır. Kuran ahlakı, sevgi, şefkat, merhamet, tevazu, fedakarlık, hoşgörü ve barış kavramlarına dayanmaktadır. Bu ahlakı gerçek anlamda yaşayan bir Müslüman, son derece kibar, ince düşünceli, alçakgönüllü, adaletli, güvenilir ve uyumlu bir insan olur. Etrafına sevgi, saygı, huzur ve yaşama sevinci verir.

İslam Barış Dinidir

Stephen Jay Gould, bilim adamı
Teröristlerin hedeflediği dünyada şiddet, savaf, çatışma, kaos, korku, endişe, tedirginlik, sıkıntı, üzüntü ve kavga vardır.
Terörün en genel anlamı, askeri olmayan hedeflere karşı siyasi amaçlı şiddet kullanımıdır. Bir diğer ifadeyle terörün hedefleri tamamen suçsuz olan sivil insanlardır. Tek suçları, teröristin gözünde "öteki taraf" olmaktır. Bu nedenle de terör, suçsuz insanlara karşı şiddet uygulanması anlamına gelir ve bunun hiçbir ahlaki mazereti yoktur. Bu, Hitler'in veya Stalin'in cinayetleri gibi, "insanlığa karşı işlenmiş suç"tur.
Bu kitabın konusunu da, lanetlendiğimiz bu vahşetin kaynağının kesinlikle ilahi bir din olmadığı, özellikle İslam'da teröre yer bulunmadığı gerçeği oluşturmaktadır. İslam dininin yegane kaynağı olan Kuran'da ve başta Peygamberimiz Hz. Muhammed olmak üzere tarih boyunca yaşamış tüm Müslüman yöneticilerin uygulamalarında bu gerçek tüm açıklığıyla ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle de bu kitapta Kuran ayetlerinin ışığında ve tarihten örneklerle İslam'ın terörü yasakladığını ve haram kıldığını tüm delilleriyle ortaya koyacağız.
Kuran Allah'ın insanlara yol gösterici olarak indirdiği bir kitaptır ve Allah Kuran'da insanlara güzel ahlakı emretmektedir. Bu ahlakın temelinde ise, sevgi, şefkat, hoşgörü, adalet ve merhamet gibi kavramlar yer alır. İslam kelimesi, Arapça'da "barış" kelimesiyle aynı anlama gelir. İslam, Allah'ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde tecelli ettiği huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir. Kuran ayetlerinde insanlar, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak İslam ahlakına çağırılmaktadır. Bakara Suresi'nin 208. ayetinde şöyle buyurulmaktadır:
Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır.
Ayette görüldüğü gibi Allah, insanların "güvenliği"nin Kuran ahlakının yaşanmasıyla sağlanabileceğini bildirmektedir.
aile,sevgi,barış
İslam ahlakının yaşandığı bir toplumda ise barış, hoşgörü, uzlaşma, affedicilik, sevgi, şevkat, yardımlaşma, fedakarlık ve neşe hakimdir.
Kuran ahlakına göre bir Müslüman, Müslüman olsun veya olmasın tüm diğer insanlara karşı iyi ve adaletli davranmakla, zayıfları ve masumları korumakla ve "yeryüzünde bozgunculuğu önlemekle" sorumludur. Bozgunculuk, yeryüzünde insanların güvenlik, barış ve huzurunu ortadan kaldıran her türlü anarşi ve terör halidir. Bir ayette buyurulduğu gibi,"Allah, bozgunculuğu sevmez(Bakara Suresi, 205 )
Bir insanın suçsuz yere öldürülmesi ise, en büyük bozgunculuk örneklerinden biridir. Allah, Kuran'da bu durumu şu şekilde açıklamaktadır:
... Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur...(Maide Suresi, 32 )
öldürmek, cinayt
Allah bir insanı haksız yere öldüren kişinin, "sanki tüm insanları öldürmüş" gibi olacağını Maide Suresi'nin 32. ayetinde bildirmiştir. Acımasızca tek bir insanı dahi katletmek, Kuran ahlakı ile taban tabana zıttır.
Görüldüğü gibi tek bir insanı bile, "bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın", öldüren bir kişi, tüm insanları öldürmüş kadar büyük bir suç işlemektedir. Bu durumda, teröristlerin işledikleri cinayet, katliam ve gündemdeki tabiriyle "intihar saldırıları"nın ne kadar büyük bir suç olduğu açıktır. Allah terörizmin bu zalim yüzünün ahiretteki karşılığını şöyle bildirir:
Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere 'tecavüz ve haksızlıkta bulunanların' aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azab vardır. (Şura Suresi, 42 )
Tüm bunlar göstermektedir ki, masum insanlara karşı terör eylemi düzenlemek, İslam'a tamamen aykırı bir eylemdir ve hiçbir Müslüman böyle bir suç işleyemez. Aksine, Müslümanlar bu suçları işleyen insanları durdurmakla, "yeryüzündeki bozgunculuğu" ortadan kaldırmak ve tüm insanlara huzur ve güven getirmekle sorumludurlar. Müslümanlık terörle birlikte düşünülemez, aksine terörün engelleyicisi ve çözümüdür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder