17 Kasım 2015 Salı


Ortak Bir Kelimede Birleşmek

Allah Kuran'da, Müslümanlara, Ehl-i Kitap hakkında bir emir verir; onları "ortak bir kelimede birleşmeye" çağırmak:
De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı Rabler edinmeyelim."(Al-i İmran Suresi, 64)
cami, kilise, sinagog
Müslüman, Hristiyan ve Yahudi, tüm inananların birlik olup Allah'a içtenlikle yönelmeleri ile dünyadaki tüm kötülüklerin sonu gelecektir.
Bizim Hristiyanlara ve Yahudilere olan çağrımız da budur: Allah'a iman eden ve O'nun vahyine itaat eden insanlar olarak, gelin ortak bir "iman" kelimesinde birleşelim. Hepimiz Yaratıcımız ve Rabbimiz olan Allah'ı sevelim. O'nun emirlerine uyalım. Ve Allah'ın bizi daha da doğruya eriştirmesi için dua edelim.



Tüm İnananlar Birbirleri İçin Dua Etmeli ve Birlik Olmalıdır

Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler bu şekilde ortak bir kelimede birleştiklerinde, birbirlerinin düşmanı değil dostu olduklarını anladıklarında, asıl düşmanın ateizm ve dinsizlik olduğunu gördüklerinde, dünya çok daha farklı bir yer olacaktır. Şefkat ve sevgi ile, bilim ışığı altında bu fikirlere karşı ilmi bir mücadele yürütüldüğü takdirde, asırlardır süren çatışmalar, husumetler, korkular, terör eylemleri sona erecek ve "ortak bir kelime" üzerinde sevgi, saygı ve huzura dayalı yeni bir medeniyet kurulacaktır.
Müslümanların göz önünde bulundurmaları gereken önemli gerçekler vardır. Unutmamalıdırlar ki, farklı milletler ve inançlar hakkında Allah'ın bize Kuran'da öğrettiği kıstaslar açıktır:
  • Kuran ahlakı her türlü ırkçılığı ortadan kaldırmaktadır.
  • Kuran'da, İslam'a ve Müslümanlara karşı düşmanca bir tavır göstermedikleri sürece, farklı dinlere karşı da son derece ılımlı ve dostça bir tutum izlenmesi emredilir.
Katedral'de Kuran Okundu 
Yahudilerin Kuran'da eleştirilen, uyarılan ve dikkat çekilen pek çok hataları olduğu açık bir gerçektir. Günümüzde de İsrail'in işlediği insanlık suçları aşikardır. Ama tüm bunlar, Müslümanların Yahudilere karşı husumet beslemesine kesinlikle neden olmamalıdır. Bir kısım Yahudilerin Siyonist ideoloji nedeniyle işledikleri suçlar, asla gerçek Yahudi dinine ve milletine mal edilemez. Yine Kuran'da bizlere öğretilen temel bir bakış açısı da, insanlar hakkında belirli bir ırk, halk veya dinden oldukları için topluca hüküm vermemektir. Her farklı insan topluluğunun içinde iyiler de kötüler de bulunur. Kuran'da bu ayrıma dikkat çekilir. Örneğin Ehl-i Kitabın bir kısmının Allah'a ve dine karşı isyankar oldukları anlatıldıktan sonra, bunun istisnası da belirtilir ve şöyle denir:
Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehlinden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir."(Al-i İmran Suresi, 113-115)
Katedral'de Kuran Okundu 
Bir diğer ayette ise "Andolsun, Biz her ümmete: "Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün." (Nahl Suresi, 36) şeklinde buyrulur. Allah her elçiye Allah'ın tek olduğunu, bütün ibadet, kulluk ve itaatin yalnızca O'na yönelik olması gerektiğini vahyetmiştir. Ancak elçilerin tebliğ yaptığı kişilerin ve gönderdiği kitapla uyarılanların bazıları doğru yolu bulacak, bazıları ise doğru yoldan sapacaklardır. Bazı insanlar iyilerden taraf olurken, bazıları bozgunculuğu yol edineceklerdir. Bu Allah'ın bir kanunudur. İman edenler de bu bakış açısına sahip olmalı, her dinden güzel ahlaklı ve Allah'tan korkan, samimi dindarlar olabileceği gibi, din ahlakından uzak kişiler olabileceğini de akıllarından çıkarmamalıdırlar.
Temennimiz, tüm ırkçı saplantıların terk edileceği, hangi ırka ve inanca mensup olurlarsa olsunlar insanların birarada barış içinde yaşayabilecekleri, herkesin hakkının gözetilip herkese saygı duyulacağı bir dünyanın kurulmasıdır. Hiç şüphesiz iman edenlerin birlik olup tüm din-dışı ideolojilere karşı yapacakları bir fikri mücadele özlenen barış ve huzuru sağlayacaktır. Allah ayetlerinde şu şekilde buyurmaktadır:
İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.(Enfal Suresi, 73)
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.(Hud Suresi, 116)




Kim bir iyilikle gelirse, artık kendisine daha hayırlısı vardır ... (Neml Suresi, 89 )

Dipnotlar21. Majid Khoduri, İslam'da Savaş ve Barış, Fener Yayınları, İstanbul, 1998, s. 209-210

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder